DİJİTAL ÇAĞDA BİLGİNİN REFERANS DEĞERİ

454

Toplumsal değişimlerin sonucunda özellikle de bütün bilgi türlerinin eşitlendiği, bilgi kaynaklarının çeşitlendiği ve bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı dijital çağda insanın anlama, anlamlandırma ve bilme süreçlerinde derin bir kriz içinde olduğu söylenebilir. İnsanların referans aldıkları ve alabilecekleri bilgi çeşitlerinde de dijital dezavantajlarla karşı karşıya oldukları gözlemlenmektedir.

    Geleneksel/reel bilgi ve dijital bilgi farkı

    Kutsal referanslı sahih bilgiyle dijital mecrada yer alan bilginin birkaç noktada farklılaştığını söyleyebiliriz. Dijital bilgi merkezsiz ve hiyerarşiden uzak bir bilgidir, kaynağı yoktur. Buna karşılık İslam’da bilginin nihai kaynağı Allah’tır. Çünkü “Allâmu’l- ğuyûb”tur ve mutlak Alîm olan sadece O’dur. (Maide, 5/109.) Kaynağına nispetle elde edilen bilginin dijital çağda insanların anlam krizlerini çözmede önemli referans imkânı sunmaktadır. Zira ahlak esaslarına bağlı bilgi; ilim, irfan ve hikmete dönüşerek hayata en hakiki anlam ve amaçlarını kazandırır.

Dijital bilginin oturduğu en temel zemin enformasyondur. Bu anlamda dijital mecralardan elde edilen enformasyonun beğeni alabilme, dikkat çekebilme, manipüle edebilme gibi dijital kriterleri söz konusudur. Sahih bilgi bir uğraşının eseriyken dijital bilgiye erişmede kolaylık söz konusudur. Dijital bilgi, kolay ulaşıldığı için çabuk unutulurken sahih bilgi daha kalıcıdır. Dijital bilgi ise herkese her şeyi bilme imkânının sunulduğu kaygan bir zeminin eseridir. Dolayısıyla insanın böyle bir zeminde hakikate ulaşma ihtimali olsa da ondan uzaklaşma tehlikesi de mevcuttur. Bu bağlamda sahih bilgi için özellikle insanın tecrübesi dışında kalan konularda Kur’an “Bilmiyorsanız bilenlere sorun.” (Nahl, 16/43.) uyarısıyla doğruya ulaşmak için emek harcanmasını gerektiğini vurgulamaktadır. İsra suresinin 36. ayetinde Yüce Allah, “Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme…” buyurmaktadır. Buradan hareketle insanın yetki ve sorumluluğunun dışında kalan, topluma bir fayda sağlamayan konuların ardına düşmemesi gerekir. Faydasız olmasının ötesinde insana ve topluma zarar verecek bilgilerden bir başkasının araştırılıp ayıbın ifşa edilmesi, başkasına suizanda bulunulması, gıybetinin edilmesi yasaklanmış ve ölü kardeşinin etini yemekle eş değer görülmüştür. (Hucurat, 49/12.) Dinî referanslı kaynaklar insanı yanlışa karşı korumayı temel hedef olarak belirlemektedir. Dijital bilginin de salt olumsuz ve anlamsız olduğunu ifade edemeyiz. Ama buradaki sorun, kişinin dijital mecralarda tercih ettiği bilgilerden dolayı ahlaki bir sorumluluk hissetmemesidir.

Özellikle sanal atmosferlerde var olma şekli ve buradan üretilen bilginin gerçekliğinin olmadığı düşüncesi, insanların vicdani sorumluluklarını köreltmektedir. Anonimleşmenin dikkat çektiği gençlerde sanal kimliklerle yapılan her türlü faaliyetin hesaba çekilmekten muaf tutulacağı duygusu bulunmaktadır.

Dijitallik ve burada üretilen içeriğin bir ahlaki kaygısının olmaması dijital çağın sorunlarındandır. Ayrıca bilginin çok hızlı ve kontrolsüz dolaşıma girmesi, yine insanların yoğun ve ölçüsüz bir şekilde bilgiye muhatap olması her ne kadar dijitalliğin doğasını anlatsa da bir yönüyle de dijitalliğin dezavantajına gönderimler içerimlemektedir. Ayrıca bireylerin çok küçük yaşlardan itibaren en mahrem konulardan en ayrıntılı teknik hususlara varıncaya kadar her alanda danışacağı, bilgi alacağı sanal bir zemin bulunmaktadır.

  Artık dijital çağda bilginin önüne bir de sahih sıfatını eklemek zorunda kalıyoruz. Ne var ki kes kopyala yapıştır dünyasında her şeyin çok hızlı üretildiği, tüketildiği dijital enformatik bir ortamda taklitler asıllarını yaşatmıyor. Zira sahih ve sahte, bilgi ve enformasyon, sanal ve gerçeklik arasındaki mesafe ölmüş durumda.  

Bahset KARSLI